Karne demek çoğu öğrenci için “Ben başarılı mıyım?” sorusunun cevabı, birçok veli için ise çocuğun yıl içerisinde gösterdiği ders performansının bir ölçüsüdür. Aynı zamanda da bir dönemin sonu ve 15 günlük bir tatilin de habercisidir. Karne günü nasıl değerlendirilmeli? Bu gün; aile içi iletişim için, ailemizdeki bağları güçlendirmek için bir fırsat olabilir mi?

Karne Ne Anlama Gelir?

Karne başarısı genel olarak teşekkür ve takdir belgesi ile değerlendirilir. Bu belgelerin anlamı sadece rakamlar değildir. Her notun ardında çocuğun yaşadığı bir bocalamayı, belki öğretmeninden aldığı bir tebrik sözünü kapsar. Soru çözmek için çabaladığı anları, kimi zaman anlamadığı için yaşadığı sıkıntıyı, kimi zaman da azminin karşılığını simgeler.

Çocuğun hikâyesini bilmeden, sadece karne notu ile değerlendirmede bulunmak, haksızlık olabilir. Çünkü rakamlar üzerinden başarılı veya başarısız etiketi vurmak çocuğun çabasını, emeğinin arkasındaki hikâyeyi bir çırpıda yok sayar. Karne almak çocukların öğrenme sürecinde desteğe ihtiyacı olup olmadığını gösteren bir işaret olarak değerlendirilebilir. Veliler için de çocuklarının eksik olduğu alanla ilgili kendi rolünü sorgulaması için bir fırsat olarak görülebilir.

Karne; Aile İletişimi Güçlendirmek İçin Fırsat

Belge alanlar veya alamayanlar için genel bir değerlendirme yapılması, çocuklarda bazen başarının anlamıyla ilgili yanlış bir düşünce veya duygu oluşturabilir. Takdir alan çocuklar, başarılarıyla takdir edildikleri için değerlilik algısı, başarı üzerinden verilmiş olur. Tam bu noktada aile iletişimi anlam kazanır.

·         Başarı için aşırı övgü, çocukta her zaman mükemmel olma hissi uyandırır.

·         Bu çocuklar ileriki zamanlarda başarısızlık yaşadıklarında bu durumu kabul etmekte zorlanır.

·         Kimi zaman sadece övgü almak için çalışan çocuklara rastlarız.

·         Bu durumun çocuğa verdiği mesaj açıktır: “Başarılıysan değerli olursun!”

Columbia Üniversitesi’nde çocukların çabalarına yönelik övgü gösterildiğinde onların azimli olduğu, zorluklarla karşılaştıklarında çabalamaktan kaçmadıkları, risk alabildikleri gözlenmiştir. Çocukların gelişimi için onların gösterdikleri çabaya, gayrete odaklanırsak onların gelecekleri için onlara değerli bir miras bırakmış oluruz.

Çocuğun özsaygısını arttırmak bizim elimizde. Yapacağımız şey de çok basit: Dengeli ve samimi bir yaklaşımı benimsemek. Belki bu ifadeler bize bu dengeli yaklaşım için yardımcı olur:

“Bu dönem gösterdiğin emeğin farkındayız. Emeğinin karşılığını alman bizi de mutlu etti!”

“Senin çaban, çalışman, çok değerli!”

“Derslere gösterdiğin ilgi güzel sonuçlandı. Tebrik ederiz!”

Notları Hiç mi Eleştirmeyelim?

Karnesini almak istemeyen, gösterirken utanan birçok çocuk var aramızda. Onlar sadece karne alıyor, takdir veya teşekkür belgesi almıyor; belki de çok düşük notları simgeleyen rakamları taşıyor. Belge alamayan bu çocuklar ne yazık ki birçok eleştiri okuna maruz kalabiliyor. En fazla duydukları ifadeler de onları okuldan, dersten iyice soğutuyor:

·         Kıyaslama ifadeleri: Abin hep takdir alırdı. Sen niye böylesin? / Bak komşunun kızıyla aynı sınıfta o başarılı sen neden bu notları alıyorsun?

·         Küçük düşürücü ifadeler: Çalışmazsan olacağı bu! / Senden de bunu bekliyorduk zaten!

·         Hayal kırıklığı içeren ifadeler: Sana sağladığımız imkanlarla getirdiğin belge bu mu?

·         Gelecek için olumsuzluk yükleyen ifadeler: Bu şekilde gidersen sen hiçbir iş yapamazsın!

·         Sorumluluğu sadece çocuğa veren ifadeler: “Çalışsaydın, sen de alırdın!”

Çocuklarla iletişim kurarken eleştiri doğru yapılırsa çocuğun gelişimi için fırsat yakalanmış olur. Bunun için de yukarıda sıraladığımız kıyaslayan, aşağılayan veya suçlayan ifadeleri kullanmamak gerekiyor. Destekleyici ifadeler, çocukların daha sağlıklı bir ortamda yetişmesini sağlar. Gerek duygusal gerekse akademik gelişimleri doğru zeminde olur. Çünkü kullandığımız olumsuz ifadeler çocukların üzerinde fark edemediğimiz olumsuz etkiler oluşturabilir:

·         Kendini yetersiz ve başarısız hissedebilir.

·         Çalışma isteği kalmaz.

·         Azmi zayıflar.

·         İçine daha fazla kapanır.

·         Ailesiyle olan duygusal bağın zayıfladığını hisseder.

·         Kendini değersiz görebilir.

·         Sürekli ailesini memnun etmeye odaklanır.

·         Stres ve kaygısı artar.

Çocukların motivasyonu için onlara yapıcı yaklaşmak ve potansiyellerini ortaya çıkarmak için yardımcı olmak çok önemlidir. “İstediğin sonuç olmamış olabilir. Ama destek alarak, daha iyi bir ders planı yaparak daha iyisini yapabileceğine inanıyorum!” dendiğinde, doğru yönlendirmelerle kullandığımız ifadeler, çocukların gelecek 30 yılını etkileyecek, kariyerine yön verecek; unutmayalım.

Karne, Yeni Bir Başlangıç İçin İlham Olsun!

Karne, çocuğunuzun bütün yeteneklerini yansıtan bir gösterge değil. Biz ailelere düşen çocuklarımızın yanında her durum ve şartta sevgimizle yer almaktır. Bir çocuğa yapılabilecek en güzel destek, ona sevgimizi başarısıyla değil, varlığıyla hissettirmektir!

Sevgili öğrenciler, önünüzdeki 15 günlük tatili eksiklerinizi anlamak ve yeni çalışma prensipleri edinmek için bir fırsat olarak görün!

Değerli veliler, çocuklarınızın bir birey olduğunu unutmayın! Bu dönemi, aile bağlarını güçlendirmek için bir fırsat olarak görün!

Başarı, ders notlarının ötesinde; geliştirilen becerilerde ve çabada gizlidir!