Aylardır beklenen on bir ayın sultanı Ramazan ayı, global ölçekte milyarlarca Müslümanın en çok beklediği dönemdir. Dünyanın dört bir köşesinden milyarlarca insanın sahurdan iftara kadar oldukça büyük bir özveri ve sebat ile tuttuğu oruç, tüm İslam aleminin de en kutsal ayı olarak öne çıkmaktadır.
Yediden yetmişe herkesin büyük bir coşkuyla karşıladığı Ramazan ayı; genel olarak bakıldığı zaman Müslüman toplumlarında oldukça önemli bir ay olduğu gibi, spesifik olarak Türk kültürü içerisinde de oldukça kritik bir konumda yer almaktadır. Temel olarak toplumsal hayatımızda ciddi değişikliklere de sebep olmakta olan kutsal Ramazan ayı, insanların genel beslenme şeklini de oldukça büyük ölçüde etkilemesi ile öne çıkmaktadır. Bu noktada yemek yenilen saatler değiştiği gibi genel olarak yemek çeşitleri de büyük ölçüde değişiklik göstermektedir.
Ramazan Ayının Türk Kültürü Açısından Önemi
On bir ayın sultanı Ramazan ayı, Selçuklu Devleti’nden Osmanlı’ya kadar Türk kültürü içerisinde de oldukça kritik bir rol üstlenmiş durumdadır. Özellikle Osmanlı’da Ramazan ayının habercisi hilali müjdeleyen çocuklara harçlık verilir ve söz konusu bu dönem Müslümanların yanı sıra gayrimüslimler tarafından da çok büyük bir heyecanla karşılanırdı. Bu noktada da Ramazan ayında insanların nasıl davranması gerektiğini anlatan Tembihname metinleri dağıtılırdı. Ramazan ayı içerisinde camilerde kandiller yakılır ve evlerin kapıları da iftar yemekleri için durumu olmayan insanlara açılırdı. Toplu iftar yemekleri verilir ve özellikle küçük yaştaki çocuklara da çeşitli hediyeler verilirdi. Selçukludan Osmanlı Devleti’ne kadar süren bu oldukça önemli Ramazan geleneği, günümüz Türkiye’sinde de pek çok farklı değişimler geçirmekle beraber ciddi ölçüde devam etmektedir.
Türk Kültürü İçerisinde Sahur ve İftarın Yeri
Ramazan sofralarını zengin tutmak ve pek çok farklı çeşitteki yemekleri beraber sunmak, çeşitli davetler vermenin ve neşeli sofraları da sevdiklerimiz ile paylaşmanın en keyifli kısmını oluşturur. Türk kültüründe oldukça kritik bir öneme sahip olan Ramazan ayı, temel olarak sahur ve iftar olmak üzere iki farklı ana öğünden meydana gelmektedir.
· Sahur: Özellikle bazı yörelerde özel yemekler yapılmakta olan sahur yemeği, akşamdan kalma yemekler veya temel kahvaltılık malzemelerle de hazırlanabilir. Gece rahatsız etmemesi için genel olarak hafif bir şekilde geçirilen sahur, çay ve kahvaltı şeklinde de servis edilebilir.
· İftar: Hurma, zeytin veya su gibi temel besin öğeleri ile açılan oruçtan sonra iftarda mükellef bir sofra kurulabildiği gibi yoğun tüketimden de kaçınılabilir. Çorba, ana yemek ve tatlı gibi pek çok çeşitli temel parçaları olan iftar, yeterli ve dengeli beslenme hususunda en çok dikkat edilmesi gerekli olan öğündür.
Ramazan sofralarının başlıca iki öğünü olan sahur ve iftar, tüm Müslüman aleminde olduğu gibi özel olarak Türk kültüründe de oldukça büyük bir öneme sahiptir.
Oruç Süresince Doğru ve Dengeli Beslenmenin Önemi
Ramazan ayının en çok dikkat edilmesi gerekli öğünü olan iftar, genel olarak oldukça yoğun ve ağır bir şekilde yapıldığı takdirde mideyi ciddi anlamda rahatsız edebilmektedir. Bu sebeple de iftarın ağır bir şekilde yapılmaması elzemdir. Özellikle kilo problemi yaşayan bireylerin birkaç bardak su veya çorba ile başlaması oldukça önemli olan iftarda yemeklerin ciddi anlamda yavaş bir şekilde tüketilmesi de kritik bir rol oynamaktadır. Ramazan ayının vazgeçilmezi olan Ramazan pidesinin tüketimine de özel olarak dikkat edilmesi elzemdir. Açlık hissinin iftara başladıktan 20 dakika sonra ciddi ölçüde azalacağı bilinen bir gerçektir ve midenin de hızlı bir şekilde doldurulmaması bu noktada büyük önem teşkil etmektedir. Ayrıca; iftarda sosis, salam ve sucuk tarzı işlenmiş et ürünleri daha az yer verilmesi ve et, süt, yumurta, taze sebze ve meyve gibi temel besin ögelerinin de tüketimini artırmamız önemlidir. Bunlara ek olarak da; yemek sonrası tatlı ve abur cubur tüketimini abartmamamız ve basit şeker tüketimini de minimum ölçüde tutmamız önemlidir.
Ramazan Ayı İçin Çeşitli Yörelere Ait Geleneksel Yemekler
Gönüllerin sultanı Ramazan ayı, hem sahur hem de iftar başta olmak üzere pek çok çeşitli geleneksel ve yöresel lezzetleri bünyesinde toplamış durumdadır. Ülkemizin dört bir köşesinde pek çok farklı yöresel tatlar da Ramazan’a özel bir şekilde revize edilerek sofralardaki yerini almaktadır.
· Abdigör Köfte: Özellikle Doğu Anadolu mutfağının en önemli lezzetlerinden olan Abdigör köfte, Ağrı bölgesine özgü bir lezzet olarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu bu köftede kıyma yerine dövülmüş bonfile ile ceviz ebadında köfteler hazırlanır ve tuzlu suda haşlanır. Yanına da köftenin suyuyla yapılan güzel bir pilav ile beraber servis edilir.
· Silor: Karadeniz mutfağının en önemli örneklerinden olan Silor, özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde sık sık tüketilmektedir. Elle açılan ve güzelce pişirilen yufkaların katlanarak fırında kurutulması ve üzerine dökülen su ile yumuşatılması ile oluşturulan harcın üzerine sarımsaklı yoğurt ve baharatla kızdırılmış tereyağı dökülerek hazırlanır.
· Tahinli Piyaz: Akdeniz mutfağının en önemli parçalarından olan tahinli piyaz, Ramazan ayının da vazgeçilmez mezelerindendir. Tahin, sirke, sarımsak, ezilmiş kuru fasulye ve zeytinyağı ile muhteşem bir tarator sosu oluşturulur ve üzerine de karabiber, kimyon ve tuz eklenerek servis edilir.
· Mihr Çorbası: Güneydoğu Anadolu mutfağının en gözde örneklerinden olan Mihr çorbası; nohut, buğday, yoğurtlu terbiye ve sıvı yağın enfes uyumu ile servis edilmektedir. Yapımı oldukça kolay olan bu çorba, nane ve pul biberle de tatlandırılabilir.
· Isırgan Böreği: Bilhassa Ege Bölgesi’nin Ramazan ayı için vazgeçilmez lezzetler arasında olan ısırgan böreği; temel olarak ısırgan otu, lor peyniri ve soğan içeriği ile öne çıkmaktadır. Çıtır çıtır kıvamı ile damaklarda enfes bir tat bırakan börek, özellikle Manisa ve Aydın bölgelerinde sık sık tüketilmektedir.
· Şıra: Özellikle Marmara Bölgesi’nde oldukça lezzetli bir içecek olarak tüketime sunulmakta olan şıra, kara üzümden gelen doğal şeker ile oldukça hafif bir meşrubat olarak tercih edilir.
· Aside Tatlısı: İç Anadolu mutfağının zengin tatlı kültürünün bir parçası olan Aside tatlısı; un, üzüm pekmezi, tereyağı ve su kullanarak hazırlanan oldukça lezzetli ve yapması da bir o kadar pratik bir tatlıdır.
Bunlara benzer pek çok çeşitli yöresel lezzetler, özellikle iftar ve sahur öğünlerinde ülkenin dört bir yanında Ramazan sofralarını süslemektedir.