İnsanlar kendi duygu ve düşüncelerini kendine özgü bir dille anlatmaya başladığında sanat ortaya çıktı. Hayal gücünü renklerle buluşturarak tuvalde izler bırakan birçok ressam, sanat dünyasına damgasını vurdu. Bu isimlerden biri de Frida Kahlo. Kendine özgü tarzı ile sanatseverleri etkileyen Kahlo; ressam olmanın ötesinde, aynı zamanda da bir sembole dönüştü. Bu yazıda onun hayatına, nasıl sembol olduğuna ve nasıl böyle derin izler bıraktığına değineceğiz.
Trajik Hayat Hikayesi: Frida Kahlo Kimdir?
Eserlerine bakan kişiler, Frida Kahlo kimdir sorusunu sormadan yapamıyor. Onun hayat hikayesi, 1907’nin 6 Temmuzunda başladı. Dünyaya gözlerini Meksika’da açtı. Ama onun için gerçek doğum tarihi değil; Meksika Devrimi esastır. O sebeple doğum tarihini 1910 olarak ifade eder. Küçükken çocuk felci geçirdiği için uzun zaman hastalıkla mücadele eder. Geçirdiği bu hastalık o yıllarda ne yazık ki fiziğine etki etmiş, bacağının teki ince kalmıştı. Bu onun için unutulmaz bir izdi. Çünkü hayat boyu bununla yaşamak zorunda kaldı.
18 yaşına geldiğinde ise onu daha büyük bir imtihan bekliyordu. Büyük bir trafik kazası atlattı. O sıralarda üniversitede okumak istiyordu, fakat bir gün bindiği otobüs kaza geçirince ağır yaralandı. Kalçası kırıldığı için uzun bir dönem yatakta kaldı. Omurgası da kırıldığı için ayağa kalkamıyordu. O günlerde sadece yatakta vakit geçirebildiği için kendini resme verdi. İşte büyük bir tutkuyla bağlandığı tuval ve fırçalar böyle hayatına girdi.
O sırada ailesi de destek verdi. Yataktan kalkamayan Frida için tavana bir ayna yerleştirdiler. Frida aynadan kendini izliyordu. Aynaya bakarak kendini çizdi. Oto portrelerdeki başarısının ardındaki sır, aslında geçirdiği o elim kazaydı. O sırada hissettiği bütün duyguları tuvale aktardı. Yalnızlığını, hüznünü, kederini, kırılgan yapısını adeta resme aksetti. İşte Frida Kahlo’nun sanatı böyle ortaya çıktı. Yaşadığı her şeyi resmetti.
Diego Rivera Hem Aşkı Oldu Hem De Onu Sanat Dünyasıyla Tanıştırdı
Frida Kahlo’nun hayatı Diego Rivera ile değişti. Kendi döneminin ünlü ressamı olan Rivera, Kahlo’nun tablolarını görünce çok etkilendi. Onun yeteneğine hayran olunca aralarındaki iletişim devam etti. Bu yakınlaşma, büyük bir aşka dönüştü. Frida çok mutluydu. Kendisini sanki bir masalın içinde hissediyordu.
Ama Rivera, bu masalı birden bire büyük bir yıkıma dönüştürdü. Frida’ya ihanet etti. Bu ihanetin en acısı da kız kardeşi ile olanıydı. Frida yaşadığı büyük hayal kırıklığını ve yıkımı da resimlerinde gösterdi. O, yaşadığı bu büyük acıyı şöyle ifade etti:
“Hayatımda iki kaza geçirdim. İlki otobüsteydi, ikinci ise Diego ile oldu.”
O bütün bu yaşadığı acılara rağmen hiçbir zaman pes etmedi. Ayrıca Diego ile olan bağından da kopamadı. Kaç kez ayrılsalar da tekrar bir araya geldiler. Resmi olarak da evlilikleri devam etti.
Frida Kahlo Acısını Nasıl Sanata Dönüştürdü?
Frida Kahlo’nun ünlü tabloları ve diğer bütün eserleri onun kendi acısını ve yaşadığı hayatın yansımaları üzerinedir. Çocukken geçirdiği bedensel rahatsızlık yüzünden fiziğinde kalan iz, bu izin verdiği acı resimlerinde yer aldı. Daha sonra kocasının kendisinde bıraktığı aşk acısı, ihanet, yaşadığı hayal kırıklıkları tuvalle buluştu. O yüzden onun tuvallerine bakınca görünen şey, gerçekliktir. Kendi dünyasını cesur bir şekilde yansıtır. Mesela kırılmış omurgasını parçalanmış bir beden olarak yansıtır.
O, eserlerinde hem kendini hem de aslında kadınların içinde hissettiği acıyı temsil etmiş oldu. Kadınların verdiği özgürlük mücadelesinin de simgesi oldu. Cesur bir anlatıcı olarak en önemli üç eseri şunlardır:
· Kırık Omurga
· İki Frida
· Ben ve Papağanlarım
Kırık Omurga adından da anlaşılacağı üzere yatakta kaldığı kaza dönemini anlatan omurgası kırık bir kadın figürüdür.
İki Frida ise en bilinen tablosudur. Meksika kıyafetleri ile Avrupai bir giyim tarzı içindeki Frida’yı tabloya aktarmıştır. Bu, iki farklı kıyafeti aynı tabloda resmeden Frida aslında kendi içindeki kimlikleri anlatır. Duygularının nasıl bölündüğünü gösterir.
Ben ve Papağanlarım isimli eserinde ise hayvan sevgisini ve doğanın gücünü sergiler.
Frida Kahlo Standart Güzellik Anlayışına Karşıydı
Frida Kahlo ve feminizm sadece yan yana gelen iki kelime değildir. O, feminist harekete ilham olmuştur. Çünkü o kadınlara biçilen rollere karşı gelen biriydi. Zaten yapısı gereği de içi içine sığmıyordu. Hiçbir zaman acılarını sergilemekten çekinmedi. Hem güzeldi hem de bu güzelliği kendi tarzıyla yansıttı. Hem de bu güzelliğin ardında yaşadığı hüznü, acıları dışa vurdu.
O, kadınların sanat dünyasında da toplumda da söz sahibi olmaları için direndi. Alışılmış güzellik anlayışına karşı kendi duruşuyla örnek oldu. Alışık olduğumuz kaş alma, bıyık alma onun resimlerinde görülmez. O güzellik standartlarını reddetti. Hatta giydiği geleneksel kıyafetler de bu direnişin bir aksidir. O bu anlayışıyla sadece bir ressam olarak dikkat çekmedi. Kendinden sonra bu denli anılmasının en önemli sebebi, kendine has bu güzellik anlayışıdır. Kimliğini cesurca ifade edişidir.
Günümüzde Frida Kahlo’ya Bakış
47 yaşında hayata gözlerini yuman Kahlo, 1954’te dünyaya veda etmiş oldu. Fakat o yıllardan günümüze kadar onun kendi kimliğini ifade ediş tarzı onu ölümsüzleştirdi. Eserleri ile anılarak müzelere, sergilere ve filmlere konu olmaya devam ediyor. Frida Kahlo sanatı her dönemde kendine bir kitle bulmayı başarıyor.
· Kıyafetleri, yaşam tarzı, aksesuarları moda dünyasını bile etkiliyor.
· Resimleri sanat dünyasında ilgi görmeye devam ediyor.
· 2002 yılında Frida filmi onu anlatıyor.
O, acının sanata dönüştüğünü gösteren bir kadın sanatçı olarak anılmaya devam edecek. Duruşu ve kimliğiyle her zaman dikkat çekecek. Onun sanatına bakarken onun bakış açısını anlamak için şu unsurları göz önünde bulundurabilirsiniz:
· Resimde kullandığı semboller aslında onun kendi iç dünyasının yansımalarıdır.
· Kullandığı motifler, içinde bulunduğu kültürü yansıtır. Meksika’yı ve onun doğasında var olanlarla ilişkilidir.
· Eserlerinde hayvanlar, bitkiler ve Meksika’ya ait folklorik unsurlar yer alır.
· Kendi kimliğini cesurca ortaya koyar. Cinsiyet normlarına dikkat çeker ve cinselliği de cesurca ifade eder.
· Toplumsal adalete ve devrim etkileri de resimlerde görülür.
· Tabloları çok yoğun duygular aktarır.
· Acıyı, mücadeleyi hissettirir.
Kahlo için resim aslında bir terapi olmuştur. Onun resimlerinde kendi içsel yolculuğuna eşlik eder, sanatın nasıl bir iyileştirici gücü sahip olduğuna şahitlik ederiz.
Frida Kahlo’nun Günlükleri AKM’de Sergileniyor
Frida Kahlo günlükleri 56 sayfadan oluşuyor. Eşi Diego Rivera’ya olan aşkını anlatan Frida’nın günlükleri ilk kez sergileniyor. Bu sergi onun sanatını daha iyi anlamak isteyenler, onun ilham kaynağına yakından bakmayı arzu edenler için bir fırsat. 23 Mart’a kadar AKM’de bu günlükleri görebilirsiniz.