Eskiler bilir, ezeli rekabetin karşısına her zaman ebedi dostluk yazılırdı. Fakat son yıllarda bu durum bir hayli değişmiş durumda. Futbolun gelişen ve değişen yapay sistemleri, oyunun dışında özenle yapılan manipülasyonlar, oyuncuların ve teknik adamların makineleşmesi gibi faktörler seyir zevkini bir hayli düşürmüş durumda.
Bir milimlik belli belirsiz ofsayt gerekçesi ile iptal edilen gol pozisyonları, hakemlerin futbolun bir parçası olma durumu neredeyse hayali bir söyleme dönüştürmüş durumda. Sadece ülkemizde değil tüm dünyada futbol, içinde bulunduğu bu durumlardan muzdarip durumda.
Fenerbahçe ve Galatasaray camialarından oluşan iki kutuplu futbol iklimi, ülke sporuna günden güne zarar vermeye devam ediyor gibi gözüküyor. Her gelen federasyon maalesef bu duruma çanak tutmaktan başka çare bulamıyor ve kalıcı çözümler sunamıyor. Son olarak Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İsmail Hacıoğlu’nun, derbide yabancı hakemin maçı yöneteceğini açıklaması, bu durumun en ibretlik göstergesi gibi. Şimdiyse soru şu; bu iki kulübün canı canda, diğer kulüplerin emekleri patlıcan mı?
Sebep Bulunan Sonuçta Gizli
2024-2025 Süper Lig sezonu boyunca ilk maçtan bu yana yaşanan hakem hataları ve haksızlıklar hepinizin malumu. Bu haksızlıklar kimi zaman, Trabzonspor’a, kimi zaman Beşiktaş’a, kimi zaman Antalyaspor’a kimi zamanda ligde mücadele veren diğer bütün takımlara zarar verdi. Yani şimdi tüm bu takımların yabancı hakemlerle oynaması gerekmez mi? Var sistemi geldi, işin suyu çıktı. Yetmedi yabancı VAR hakemi denendi, elimizde patladı. Sahadan çekilmeler, maç sonu yaşanan gerginlikler, pozisyon hataları aldı yürüdü ve son tahlilde hiç biri çare olmadı. Türk futbolun kötü gidişi bir türlü sona ermedi.
Hal böyleyken, federasyon tarafından her seferinde farklı bir şey denendi. Daha doğrusu ne zaman Galatasaray ve Fenerbahçe’nin bir sıkıntısı olsa çözüm üretmek için sistem dejenere edilerek onarıma gidildi. Fakat ortaya net bir tavır konulamadı. Maalesef her gelen federasyon ve yönetimi bu konuda sınıfta kaldı, kalmaya da devam ediyor. Oysaki bunun karşılığında uluslararası arenada bir futbol başarısı söz konusu değil. Açıkçası kendimiz çalıp kendimiz oynuyor ve uzun süredir bir türlü yönetilemeyen ülke içi futbolumuz ile dünyayı kendimize güldürüyoruz.
Lider Ligde Kayıpsız Devam Ediyor
Tüm bu gelişmeler ışığında derbi haftası öncesi Galatasaray ve Fenerbahçe çok kritik galibiyetler alarak yollarına devam etmesini bildiler. Ezeli rakibiyle arasındaki puan farkını koruyan Galatasaray’da sular bir türlü durulmuyor. Son olarak yeni transfer Morata’nın sakatlığı bu durumun tuzu biberi olmuş durumda. Sarı-kırmızılı takım Avrupa’da bekleneni bir türlü veremiyor. Avrupa Fatihi, Avrupa’da son 5 maçını kazanamadı. Bu kötü gidişe bir son vermek isteyen teknik heyet, oyuncuların moralini yüksek tutmaya çalışsa da istenilen alınamıyor.
Takımın bu düşüşü taraftarlar arasında büyük bir endişe oluşturmuş durumda. Özellikle sakatlıklar ve formsuzluk, oyun planını doğrudan etkiliyor. Okan Hoca, antrenmanlarda tempoyu artırarak zorlu fikstür öncesi oyuncularını tekrar ritme sokmaya çalışıyor. Avrupa arenasında hedeflenen başarının gelmemesi, hem yönetim, hem de futbolcular üzerindeki baskıyı artırıyor. Galatasaray’ın, önündeki zorlu fikstürde nasıl bir performans sergileyeceği merak konusu. Bu süreçte alınacak kritik galibiyetler, moral açısından ve de takımın geleceği için büyük önem taşıyor.
AZ Alkmaar karşısında alınan 4-1 mağlubiyet hiç beklenmeyen bir skor olarak taraflı tarafsız herkesi şaşırttı. Ligde rekor üstüne rekor kıran ve namağlup olarak yoluna devam eden Galatasaray’ın Avrupa kupaları tarihinde hiç görülmemiş bir başarısızlıkla yüzleşmek zorunda kalması, taraftarları ikiye bölmüş durumda. Avrupa Ligi deplasmanında farklı mağlup olan sarı-kırmızılılar için tur şansı kağıt üzerinde halen devam ediyor olsa da, bu hafta Rizespor deplasmanında gösterilen oyun işlerin oldukça zor olduğunun işaretçisi gibi gözüküyor.
Victor Osimhen’in bireysel yetenekleri ile farkını ortaya koyduğu Rizespor deplasmanı, sarı-kırmızılı takım için tam anlamıyla zorlu geçti. Ev sahibi ilk yarıda neredeyse hiç pozisyon vermeyerek Galatasaray’ı oldukça zorladı. Ardından ikinci yarıya daha iyi başlayan konuk ekip golü bulmasına rağmen, Rizespor beraberliği yakalamasını bildi.
86. Dakikaya kadar gol arayan Galatasaray oldukça zorlandığı maçta, Osimhen tarafından atılan ikinci golle 3 puanı almasını bildi. Formsuz, sakat ve eksik futbolcuların ışığında ezeli rakibinin karşısında gerçek sınavını verecek olan Okan Buruk ve öğrencileri bakalım neler yapacak. Kendi evinde Fenerbahçe’yi ağırlayacak olan Galatasaray ev sahibi olmanın vermiş olduğu avantajla, erken bir şampiyonluğu ilan edebilir.
Fenerbahçe Takibi Sürdürüyor
Yeni transferleri takıma alışma arifesindeki Fenerbahçe, özellikle defans hattında yaşadığı sakatlıklar sebebiyle istediği oyunu tam olarak sahaya yansıtamıyor. Sarı-lacivertlilerin artık bir klasik haline gelen ligdeki geri dönüşleri, bu hafta sonlanmış gibi gözüküyor. Avrupa Ligi play-off aşamasına son anda tutunan Fenerbahçe, ilk maçta rakibi Anderlecht’i adeta sahadan sildi. Avrupa’da sezonun en iyi performansı olarak değerlendirilen bu mücadelede sarı-lacivertliler, temposu yüksek bir oyun sergileyerek taraftarını sevindirdi.
Takımın hücum hattında büyük bir uyum yakaladığı gözlemlenirken, orta sahada ise yeni transfer Talisca’nın adı sıkça anılmaya başlandı. Brezilyalı yıldızın takıma katılmasıyla birlikte hücum gücünün daha da artması bekleniyordu ve öylede olmuş gibi gözüküyor. Ancak sakatlık problemleri hala teknik ekibin en büyük sıkıntılarından biri. Özellikle savunma hattındaki eksikler, maçlarda Fenerbahçe’nin dengesini bozabiliyor. Yine de takımın mücadeleci kimliği ve oyuna olan bağlılığı, taraftara umut veriyor. Önümüzdeki haftalarda alınacak sonuçlar takımın ligdeki kaderi belirleyecek gibi duruyor.
Anderlecht karşısında Dusan Tadic, Edin Dzeko ve son haftaların gündemdeki golcüsü Yusuf en-Nesyri’nin golleri ile maçı 3-0 kazanarak, rövanş mücadelesi için rahat bir nefes almış oldu. Lider Galatasaray’ı 6 puan geriden takip eden sarı-lacivertli takım ligin formda takımı Kasımpaşa’yı kendi evinde konuk etti. Özellikle Türkiye Kupası müsabakası sonrasında yaşanan peş peşe sakatlıklar, takımın geri hattında kısır bir durumda kalmasını neden olmuştu.
Teknik Direktör Jose Mourinho yönetiminde oldukça verimli bir mücadele çıkaran Fenerbahçe, Kasımpaşa karşısında sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrılarak zirve takibini sürdürdü. Yusuf En-Nesyri tarafından sunulan etkileyici performans ile sonuca giden sarı-lacivertliler, özellikle ikinci yarıda oyunun kontrolünü tamamen ele aldı. Takımın saha içindeki uyumu ve disiplinli oyun anlayışı, taraftara umut verirken, şampiyonluk yolunda ne kadar iddialı olduklarını bir kez daha gösterdi.
Şimdi gözler, deplasmanda ezeli rakipleriyle oynayacakları kritik mücadeleye çevrildi. Fenerbahçe, bu karşılaşmayı kazanarak puan farkını 3’e indirmek ve şampiyonluk yolunda önemli bir avantaj elde etmek istiyor. Ya tamam ya devam mücadelesinde bakalım bizleri neler bekliyor. Uzun yıllardır hasretle beklenen şampiyonluk için takımın gösterdiği kararlılık dikkat çekiyor. Bakalım sezonun geri kalanında bu ivmeyi koruyarak mutlu sona ulaşabilecekler mi?