Bazılarına göre emojiler kelimelerin anlamlarını kuvvetlendirip aktarılmak istenen duygu ve düşüncelerin akışına destek oluyor. Başka bir kesim ise emoji kullanımının okuma-yazma ve dil becerilerini olumsuz etkilediğini düşünüyor.

AA muhabiri, günlük yaşamın bir parçası haline gelen emojinin hikayesini anlattığı 2 bölümlük dosya haberin son bölümünde, bu fenomenin özellikle toplumun entelektüel gelişim yapısına etkilerini uzmanlarla görüştü.

Emojiler, yazılı iletişimde anlatılmak istenen duygu ve düşüncelerin pekiştirilmesine yardımcı olurken kendine özgü bir dil oluşturuyor. Sosyal mecralarda birbirleriyle iletişim kuran insanlar emojileri sadece ifade maksatlı değil, aynı zamanda kendilerini tanımlamak için de kullanıyor.

Çin'in Bayraktar TB2 benzeri İHA'sı gündemde Çin'in Bayraktar TB2 benzeri İHA'sı gündemde

Emojiler, kişiler arasındaki ilişkiyi olumlu yönde etkilediği gibi olumsuz yönde de etkileyebiliyor. Sosyal medya platformlarında yapılan emojili paylaşımlar mutluluk ve iyilik halinin ifadesi olarak yorumlanırken emoji kullanmadan yapılan paylaşımlar mutsuzluk ifadesi olarak algılanabiliyor.

Emojileri yoğun kullananlar, gerçek dünyaya ve gündelik yaşantısına özgü sembolleri yeni medya teknolojileriyle birleştirerek yeni bir gerçeklik üretiyor.

İletişimde emojilerin sözsüz iletişim unsurları olan jest ve mimiklerin görevini üstlenmesi, söz ya da yazı olmadan tek başına bir kelime ya da hikaye anlamına gelmesi, yakın gelecekte sadece emojilerin kullanılacağı bir iletişim biçiminin ortaya çıkması endişesine yol açıyor.

Tarihi süreçte insanlar iletişimi sadece sözlü olarak değil, farklı şekillerde gerçekleştirdi. Duvar resmi olarak ortaya çıkan sonra da duvar yazılarına dönüşen çizimler, insanlık tarihinin eski iletişim biçimlerinden olarak öne çıkıyor.

Antik çağlarda hiyerogliflere dönüşen duvar resimleri, bitkiden yapılan kağıda benzer papirüsün icadıyla taşınabilir hale geldi.

Bu sayede bilgi aktarımı ve depolaması da kolaylaştı. Sonrasında matbaanın icadıyla bilgi, herkesin her an ulaşabileceği bir olguya dönüştü.

"Emoji kullanımı hiyerogliflere dönüş"

Borys Grinchenko Kyiv Metropolitan Üniversitesi Germen Filolojisi Bölüm Başkanı Profesör Rusudan Makhachashvili, insanların emoji kullanmasını "hiyerogliflere dönüş" olarak yorumlayanlardan...

Yazı dilinin resimlerle başladığını hatırlatan Makhachashvili, hiyerogliflerin insanların "dünya hakkında söylemek istediklerini ifade etme yöntemi" olduğunu vurguladı.

Bir olayı çizerek anlatmanın kelimelerle anlatmaktan daha kolay olduğunu savunan Makhachashvili, "Yazı dili esasen uygarlığın lüksüdür." dedi.

Profesör Makhachashvili, dünyanın çok hızlı değiştiğini ve geliştiğini ifade ederek insanların emoji kullanmalarını hiyerogliflere dönüş olarak değerlendirdi.

Makhachashvili, sosyal medyada hızlı bilgi tüketiminin artması ve kelimeler yerine emojilerin kullanılmasının özellikle yeni kuşağın okuma-yazma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği konusuna ilişkin ise şunları söyledi:

"Okumayı ya da kelimeleri kullanmayı bırakmış gibi görünüyorlar ama aslında öyle değil. Karmaşık kavramları kendilerine uygun yollarla ifade ediyorlar. Belki de sözcükleri kullanmalarına kıyasla bunu daha yaratıcı bir şekilde yapıyorlar."

Yazı dili yerine emoji kullanımının gençlerin entelektüel yapısına etkileri olduğu fikrine katıldığını söyleyen Makhachashvili, ancak bu etkilerin "neslin okuduğunu anlamayı kaybetmesi" gibi olumsuz bir şey olmadığını söyledi.

Makhachashvili, emojinin bir nesne ya da kavramı görsel bir tezahür haline getirdiğini belirterek emojilerin oluşturduğu evrensel dil sayesinde yeni neslin üreticiliğini farklı bir dilde gösterdiğini vurguladı.

Emoji kullanımının, kavramları ifade etme şeklini değiştirdiği anlamına geldiğinin altını çizen Makhachashvili, "Eskiden bir kelimeyken şimdi bir emoji. Bu, zihinlerimizin geliştiği anlamına geliyor. Olumsuz bir şey değil, sadece farklı." dedi.

Emojilerin kavramları görselleştirmek için kullanıldığına dikkati çeken Makhachashvili, emoji kullanımının sözlü ya da yazılı bir kavrama görsellik kattığını, bunun olumsuzluktan ziyade üreticiliği geliştirdiği için olumlu etkileri olduğunu savundu.

"Emoji eleştirel düşünmeyi ya da derin analizi teşvik etmez"

California Berkeley Üniversitesi Antropoloji Bölümünden Profesör Gı Cing ise emoji kullanımının entelektüel yapıya etkisinin olumlu ya da olumsuz olduğuna karar vermenin zor olduğunu söyledi.

Gı, emoji kullanımının duygusal iletişimi geliştirdiğini belirterek emojilerin yazılı mesajlara netlik kattığının altını çizdi.

Gençlerin, özellikle sosyal medya platformlarında çok fazla emoji kullandığını söyleyen Gı, bu sayede iletişimi yorumlama becerilerinin de geliştiğini ifade etti.

Gı, emoji kullanımının üretkenlikle ilişkili olduğuna değinerek "Mesele klasik kalp emojisi ya da mutlu yüz emojisi değil. Muhtemelen annelerimiz her zaman bu tür emojileri kullanıyordur ama öğrencilerimle konuştuğumda emojileri kullanma şekillerinin çok yaratıcı olduğunu görüyorum." dedi.

Sosyal medya platformlarında gençlerin emojilerle cümleler kurduğuna, hikayeler anlattığına işaret eden Gı, "Bu iletişim kurmanın çok yenilikçi bir yolu." değerlendirmesini yaptı.

Kelime dağarcığı ve dilbilgisi eksikliğine yol açıyor

Emoji kullanımının özellikle çocuklarda ve gençlerde olumsuz etkilerinin de olabileceğine değinen Gı, kendini emojilerle ifade etmenin kelime dağarcığı ve dilbilgisi konularında eksikliklere yol açabileceğine işaret etti.

Gı, gençlerin emojileri kısa yol gibi görerek kullanmasına yönelik, "Emojiler hızlı ve etkili ama günün sonunda resmi bir dil değil. Akademik makalenizi emojilerle yazamazsınız." diye konuştu.

Emoji kullanımının eleştirel düşünmeyi de etkileyebileceğini belirten Gı, "Emoji kullanımı ve bu kullanıma aşırı bağlılık doğası gereği eleştirel düşünmeyi ya da derin bir analizi teşvik etmez." ifadesini kullandı.

Soyut düşünme yetisinin de fazla emoji kullanımıyla olumsuz yönde etkilenebileceğine işaret eden Gı, "Emojileri aşırı kullanırsak soyut ve karmaşık dil yapılarını anlama yetimizi ve bu alandaki gelişimimizi sınırlandırmış oluruz." değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Ömer Faruk Bostancı