İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi’nden akademisyenler, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) desteğiyle Moğolistan'da ortak kazı çalışmalarını sürdürüyor. Çalışmalar, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlar’a ait olduğu düşünülen Togu Balık kenti üzerinde yoğunlaştı.

30 kişilik ekip ve hedefler

6 bin yıllık mühendislik harikası: Dolmen de Menga 6 bin yıllık mühendislik harikası: Dolmen de Menga

Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz ve Doç. Dr. Enkhtur Altangerel'in başkanlığındaki 30 kişilik ekip, eski Türklerin inançları, ölü kültleri ve şehircilik konularındaki yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgiler elde etmeyi amaçlıyor. Tuul Nehri'nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve çevreleyen dağlarda yapılan yüzey araştırmaları, 100 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor.

Önemli kültürel varlıklar

Prof. Dr. Şaban Doğan, Moğolistan topraklarında, Türkler için kutsal kabul edilen Ötüken'in de bulunduğu bölgede, eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler gibi sayısız kültür varlığı bulunduğunu belirtti. Bu topraklarda bugüne kadar 200'e yakın yazıt bulunduğunu ve bilim camiasının ilgisinin 1800'lü yılların sonunda başladığını vurguladı.

Togu Balık’ın keşfi

Tarihi kaynaklarda adı geçen fakat bugüne kadar yeri tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin kazılması, Uygurlar’ın yerleşik yaşamına dair bilgileri en az 100 yıl geriye götürecek. Yapılan kazılarda, Uygur seramiklerine ulaşarak Togu Balık olduğunu kanıtlayan buluntular elde edildi. Türk ve Moğol arkeologlar, bu bölgenin Togu Balık şehri olduğu konusunda hemfikir.

Türklerin yerleşik hayata geçişi

Bu keşif, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak. Prof. Dr. Doğan, bu önemli keşfin, Türk tarihi ve kültürü açısından büyük bir adım olduğunu ifade etti.
 

Editör: Ömer Faruk Bostancı