Gondwana'nın bataklık topraklarında yaşayan bu dev yırtıcı, Namibya'daki bir kayaç uzantısında bulundu. Keşfedilen bu canlının bilimsel adı Gaiasia jennyae olarak belirlendi ve tetrapodların, yani dört ayaklı omurgalıların erken evrimine dair önemli bilgiler sundu.

Fosil detayları ve keşif süreci

Keşfi yapılan G. jennyae'nin kafatası, tuvalet oturağı şeklindeydi ve yaklaşık 0,6 metreden uzundu. Araştırmacılar, bu hayvanın toplam uzunluğunun yaklaşık 2,5 metre olduğunu tahmin ediyorlar, bu da onu türünün en büyük örneklerinden biri yapıyor. Fosiller, Namibya'nın kuzeybatısındaki Gai-As Formasyonu'nda bulundu ve bu bölgede dört bireye ait fosil kalıntıları keşfedildi. Kafatası parçaları ve bir omurga da dahil olmak üzere elde edilen bu fosiller, devasa yırtıcının büyüklüğünü ve yapısını ortaya koyuyor.

TRT sanatçıları Kayseri'deki Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi'nde konser verecek TRT sanatçıları Kayseri'deki Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi'nde konser verecek

Araştırma ve analizler

Nature dergisinde yayımlanan çalışmada, G. jennyae'nin avını avlamasına olanak sağlayan birbirine geçmiş üst ve alt çenelere sahip olduğu belirtildi. Çalışmanın ortak başyazarı Jason Pardo, "G. jennyae, muhtemelen bataklıkların ve göllerin dibinde bulunuyordu ve büyük, düz, tuvalet oturağı şeklinde bir kafası vardı. Bu da ağzını açıp avını midesine indirmesine olanak sağlıyor," dedi. Ayrıca, bu dev yırtıcının bataklık ekosistemindeki süper avcı olma ihtimalinin yüksek olduğuna inanılıyor.

G. jennyae'nin ekosistemdeki rolü ve evrimi

G. jennyae, balıklar ve ilk gerçek dört ayaklı tetrapodlar arasında ara özellikler gösteren erken bir omurgalı olan kök tetrapodlardan biriydi. Kök tetrapodlar hâlâ solungaç gibi sucul özelliklere sahipti ve kara üzerinde hareket etmek için tam olarak evrimleşmemiş uzuvlara sahipti. Pardo, "Gaiasia’nın bu kadar arkaik olması gerçekten çok şaşırtıcı. Muhtemelen 40 milyon yıl daha öncesinde soyu tükenmiş organizmalarla akrabalığı bulunuyor," dedi.

Jeolojik ve ekolojik bağlam

G. jennyae'nin yaşadığı dönemde, günümüz Namibya’sı daha güneyde, bugünkü Antarktika’nın en kuzey noktasına neredeyse paralel bir noktada bulunuyordu ve bir buzul çağı sona eriyordu. Ekvatora yakın topraklar kurumaya başlarken ve yeni hayvanlar ekolojik konumlarına ulaşmak için evrimleşirken, geriye kutuplara yakın bataklıklar kaldı ve bu da hayvanların daha ilkel özelliklerini bünyelerinde muhafaza etmelerini sağladı.

Çalışmanın ortak başyazarı Claudia Marsicano, "Bu devasa örneğe, kayalıkların üzerinde rastladığımızda gerçekten şoke olduk," dedi. Marsicano ve ekibi, bu fosilin keşfiyle dört ayaklı omurgalıların erken evrimi ve ekolojik konumları hakkında önemli bilgiler elde ettiklerini belirtiyor.
Bu keşif, dinozorların ortaya çıkışından önceki ekosistemleri ve bu dönemdeki hayvanların evrimsel adaptasyonlarını anlamak için büyük bir adım olarak görülüyor.

Editör: Ömer Faruk Bostancı