İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Adana'yı ve Adanalı kardeşlerimi bugün bir kez daha sevgiyle selamlıyorum. Allah'ına kurban Adana. Adana'da bizi tekrar buluşturan Rabbime hamdediyorum. Sizlerin şahsında Adana'nın dört bir yanında yaşayan kardeşlerime sevgilerimi saygılarımı gönderiyorum.  AK Parti Adana İl Kongresi'nin hayırlar getirmesini temenni ediyorum.

Tokat’ta 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücünün kullandığı araç dereye uçtu Tokat’ta 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücünün kullandığı araç dereye uçtu

Bu coğrafyadaki Yemen ağıtları, Sarıkamış ağıtları, her biri devlet olarak yüreğimizi dağlayan Avşar ağıtları, Adana'nın nasıl bir gönül iklimine, nasıl bir ruh derinliğine sahip olduğunun senetleridir, şahitleridir. Onun için biz Adana'yı bazıları gibi şalgamdan, kebaptan, pamuktan, portakaldan, özellikle de sıcaktan ibaret görmüyoruz. Adana şehitler yurdudur. Adana civan mert insanlar memleketidir. Adanalı Allah'ın adamıdır. Adana'nın ırmakları Göksu, Seyhan, Ceyhan, kökeni Türkistan'dan alan sadece Çukurova'yı değil, gönül coğrafyamızı sulayan ırmaklardır. Adana'nın yaylası sadece Toroslar değil, Balkan Dağları'dır, Kırım'dır, Ahıska'dır.

Bulunduğumuz her makam milletimizin bize emanetidir. Hırsı, kibri, senlik-benlik kavgasını yanımıza yanaştırmadan aşkla hizmet etmektir. Bizim büyük hedeflerimiz var. Bunun için nefsimizi ayaklar altına alacağız. Gerekirse her türlü fedakarlıkta bulunacağız. Muhalefetin bizi çekmeye çalıştığı tuzaklara düşmeyecek, iş ve hizmet üretmeye, gönül siyasetiyle gönüller kazanmaya bakacağız. Milletin gönlüne gireni, unutmayın kimse oradan çıkaramaz. Milletin gönlünden düşeni ise kimse kurtaramaz. Bizim bu millete can borcumuz da var. Seçimlerde en az yüzde 50 alma hedefimize odaklanacağız. Rabbimiz insana çalıştığının karşılığı vardır diyor.

"KART OYUNUYLA MUHALAFETÇİLİK OYNUYORLAR"

Biz muhalefet gibi hiçbir vizyon ortaya koymadan, hiçbir program geliştirmeden, hiçbir projeye kafa yormadan siyaset yapamayız. Kart oyunlarıyla muhalefetçilik oynayanların içler acısı haline bakarak 'bu iş tamam' diyemeyiz. AK Parti'nin hiçbir mensubu sadece başkalarının zaaflarından medet umarak armut piş ağzıma düş mantığıyla hareket edemez.

Suriye’de Baas rejiminin 61 yıllık zulüm düzeni ve 14. yılına giren kanlı savaş nihayet sona erdi. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlükleri uğruna 1 milyon kişiyi kurban verdi. İnsanlığımızın ve kardeşliğimizin sınandığı bu süreçte biz de inancımıza, kültürümüze, tarihimize yakışır bir politika izledik. Biz ne yaptık? Mazluma kucak açtık. Garibin elinden tuttuk. Yetime kol kanat gerdik. Soframıza bir tabak da muhacirler için koyduk. Misafir berekettir, rahmettir inancıyla hareket ettik.

14-28 Mayıs seçimlerinde karşımızdaki aday çıktı, bir seçim vaadi olarak hepsini geldikleri yere göndereceğiz dedi. Suriye’deki zulümden, işkenceden, katliamdan, terörden kaçıp ülkemize sığınan bu mazlumları hedef gösterdiler. Peki sonuçta ne oldu? Milletimiz bu merhametsizliğe, bu vicdansızlığa, bu nefret siyasetine sandıkta gereken cevabı verdi. Sonra da partisi oturduğu koltuğu altından çekip aldı. Şimdi ne kapısını çalan var ne yüzüne bakan var. Türk siyasi tarihinin tozlu raflarında kötü bir hatıra olarak unutuldu.

Editör: Haber Merkezi