Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile Hollanda arasında oynanan 2024 Avrupa Şampiyonası çeyrek final maçını izlediği Almanya ziyaretinin ardından yurda dönerken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığını, teknik kadroyu, şampiyonanın organizasyonunda emeği geçen herkesi tebrik etti.
Türkiye-Hollanda maçının, UEFA'nın Merih Demiral hakkında alelacele aldığı haksız kararın gölgesinde oynandığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"UEFA'nın Merih'e verdiği 2 maç men cezası, açık söylemek gerekirse şampiyonaya ciddi manada gölge düşürdü. Bunun izahı mümkün değil, tamamen siyasi bir karar. Bu karar vicdanları karartmıştır, ama millilerimizin moral ve motivasyonunu hamdolsun etkilememiştir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen A Milli Futbol Takımımız Hollanda gibi bir futbol ekolüne adeta kök söktürdü. Heyecan verici, kıran kırana geçen bir müsabaka izledik. İlk golü çok erken attık, uzun süre maçın kontrolünü elimizde tuttuk. Maçın özellikle son on dakikasında birkaç önemli gol fırsatından da istifade edemedik. Hatta ben bir hakem değilim ama adeta futbol topunu kucaklayıcı bir tavır içerisinde olan Hollandalı futbolcu karşısında, hakem pozisyonun yakınında olmasına rağmen biz penaltı beklerken o penaltıyı da vermedi."
Milli takımın bütün gayretine rağmen yarı finale yükselen ilk dört takım arasına maalesef giremediklerini ifade eden Erdoğan, "Ne diyelim, kısmet buraya kadarmış. Son saniyeye kadar ellerinden gelenin en iyisini yapan, bizlere büyük bir heyecan ve gurur yaşatan millilerimizi gönülden tebrik ediyorum. Bütün bunların yanında da gerek gurbetçilerimiz gerek ülkemizden bu maçı izlemek için gelen vatandaşlarımız, her şeyiyle buraya gönüllerini koydular ve bu üstün mücadelede onlar da katkılarını verdiler." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Avusturya maçından sonra tribünlerdeki gurbetçi vatandaşların kendisini çok duygulandırdığını, o galibiyetin gurbetçilerin hayata bakışını değiştirdiğini dile getirdi.
Yaklaşık 80 bin kişilik Berlin Olimpiyat Stadını dolduran gurbetçilerin heyecana heyecan kattıklarını, onlar "Türkiye" dedikçe kendilerinin, gururlanıp, onurlandıklarını vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunu bir de galibiyetle süsleyebilseydik durum çok başka olurdu. Ama en az galip gelmiş kadar stattan başımız dik ayrıldık. Maçın sonunda da soyunma odasında gerek Teknik Direktörümüz Vincenzo Montella, gerek ekibi, gerekse bütün futbolcularımızla, Federasyon Başkanımızla görüşme fırsatımız oldu. Tek tek kendileriyle kucaklaştık. Artık, dünya şampiyonası ve bundan sonraki UEFA şampiyonasına hedef büyüterek yürüyeceğiz dedik. Genç bir milli takıma sahibiz. Herhalde o zaman da yaş ortalaması 26-27'yi bulur. Çok daha yetişmiş, çok daha organize bir milli takımla bu döneme hazırlanırız. Bizim çocuklarla birlikte, aslanlarımızı turnuvaya en iyi şekilde hazırlayan teknik direktörümüz Sayın Montella ve ekibini, milli takımın tüm emekçilerini de kutluyorum."
"Caddeleri dolduran vatandaşlarımızla ayrıca gururlandık"
Erdoğan, milli takımı destekleyen taraftarları unutamayacaklarını, onlara özel bir parantez açmaları gerektiğini belirterek, Berlin caddelerinin Türk bayraklarıyla donatıldığına, coşkulu tezahüratlarla yankılandığına dikkati çekti. Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu caddeleri dolduran vatandaşlarımızla da ayrıca gururlandık. Göğsümüzü kabartan, gözlerimizi yaşartan bir kardeşlik iklimine şahit olduk. Türkiye'nin, Almanya'nın ve Avrupa'nın birçok farklı yerinden gelip, önce Berlin'i sonra maçın oynandığı Olimpiyat Stadı'nı bayram yerine çeviren, burada olmasa da dualarıyla ekranları başında takımımıza destek olan tüm kardeşlerime, Cumhurbaşkanı olarak çok çok teşekkür ediyorum. Milli takımımız kendilerine yapılan haksızlığa cevaplarını sahada oynadıkları muhteşem futbolla verdiler. Sadece takımımız değil millilerimizi destekleyen taraftarımız da taşkınlığa prim vermeden Türkiye'nin ne kadar vakur bir ülke olduğunu, Türk milletinin de ne denli şerefli bir millet olduğunu tüm dünyaya bir kez daha gösterdiler. Rabb'im hepsinden razı olsun. Bu vesileyle Hollanda Milli Takımı'nı da başarıları için ayrıca tebrik ediyorum. Güzel ve heyecan seviyesi yüksek bir atmosferde oynanan maç öncesinde ve sırasında Hollandalı taraftarlar da centilmence davrandılar. Kendilerini burada özellikle kutluyorum, teşekkür ediyorum."
"Artık 2026'da Dünya Kupası, 2028'de Avrupa Şampiyonası var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merih Demiral hakkındaki karar, tam olarak neyi cezalandırmaya yönelikti? Çifte standart dediğimiz şey tekrar niye karşımıza çıkıyor burada?" sorusu üzerine, Batı'nın bugüne kadar zihniyet itibarıyla Türkiye'ye yaklaşımının hiçbir zaman değişmediğini aktardı.
Batı'nın aynı zihniyetiyle devam ettiğini, Merih Demiral'a verdikleri cezanın adeta ilk andan itibaren kararı verilmiş bir ceza olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Kazakistan'dan dönüşte uçak söyleşimizde de ifade etmiştim. Eğer olay bozkurt işaretini cezalandırmaksa Almanlar'da kartal var, kartalı cezalandırıyor musunuz? Yok. Fransızlarda horoz var. 'Niye horozlanıyorsun' diyerek kalkıp da Fransızları cezalandırıyor musunuz? Yok. Fakat Türkiye'de o golün ve arka arkaya atılan gollerin heyecanı içerisinde bizim efsanelerimizde yer alan bozkurt işaretini yapan Merih'e verilen bu ceza, Merih'in şahsına değildir. Aslında Türkiye'nin millet olarak yapısına dönük verilmiş olan bir cezadır. Bunun en güzel karşılığı da aslında bu maçtan bizim galip olarak çıkmamız olacaktı. Ben zaten inanıyorum ki bütün futbolcu arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de bu aşkla, bu heyecanla sahaya çıktılar. Onlara sahada güzel bir ders vereceklerdi ama ne yazık ki bu son 3-5 dakika içerisinde yakalanan pozisyonlar gole döndürülmüş olsaydı, oradan ağlayarak dönen onlar olacaktı. Maalesef olmadı. Sorunuzda yatan o ruh maalesef bizim de beklentimizdi olmadı. Artık şimdi 2026'da Dünya Kupası, 2028'de Avrupa Şampiyonası var. Şimdi bizim bunlara en güzel şekilde hazırlanarak, Montella'nın da dediği gibi inşallah bunların rövanşını orada alma şansımız var. Böyle de bir ekip inşallah hazırlandı."
"Başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar"
Erdoğan, "Bu jenerasyonu nasıl görüyorsunuz? Önümüzdeki turnuvalarda daha iyi olabilmek adına, bu sürekliliği yakalamak adına nelere dikkat edilmesi gerekiyor?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Önemli olan iki husus var. Bir tepeden tırnağa federasyonun yapısı, iki teknik kadroların kalıcılığı. Dikkat edin Batı'ya veya dünyadaki işleyişe... Çorap söküğü gibi bir taraftan ör bir taraftan sökülsün, böyle bir şey yok. Yani oturtacaksan bir yapıyı, kalıcılığı, çok önemli. Şimdi bu kalıcılığı yakalayabilmek için de şu anda güzel bir tırmanış, genç bir ekip var. Bu genç ekiple, diğer taraftan da yönetim kadrolarını kalıcı kılmak suretiyle atılacak adımlardan ben netice alınabileceğine inanıyorum. Yoksa durmadan değiştir, tekrar getir. Bugüne kadar öyle olmadı mı? Hep değişti. Teknik kadrolar öyle değişti. Federasyon da aynı şeyleri yaşadı. Öyle olmaz. Yani, Batı'da veya dünyada başarıyı yakalayanlar hep o kalıcı kadrolarla yakaladılar. Onunla neticeye ulaştılar."
Eski futbolcu Mesut Özil ile maçta beraber olduklarını anımsatan Erdoğan, "Mesut Alman Milli Takımı'nda oynarken kaç yaşındaydı? Bizi 3-1 yendikleri maçı ben Merkel ile seyretmiştim. O zaman 22 yaşındaydı. Bir tane de bize gol atmıştı. Türkiye'de şimdi futbol okulu, akademisi kuruyor. Almanya'daki ve Real Madrid'deki yapıyı bizde oluşturmak istiyor. Böyle bir adım hakikaten atılırsa o yapı aynen bize geçerse o zaman bırak sen 22 yaşı, 10-12 yaşlarındaki yavruların futbol sahasında yetiştiğini görürüz. Bunlar topa vurmaktan önce saygıyı, sevgiyi bu akademide görecekler." dedi.
"Arda müthişti"
Milli futbolcular Arda Güler ile ilgili düşünceleri ve milli kaleci Mert Günok'un Avusturya maçında yaptığı kurtarışa ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, Günok'un 35 yaşında olduğunu anımsattı.
Mert Günok'un bu yaşta böyle bir refleks ortaya koymasının muhteşem olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"35 yaşında bir kalecinin böyle bir refleks ortaya koyması anlatılır bir şey değil. Yani adeta yaylandı ve topu oradan çıkardı. Bir önceki maçta maalesef hakemlerin vurdumduymazlığı ortaya çıktı. Kalktılar sayılmaması gereken golü saydılar. Bir kalecinin biliyorsunuz altı pas, on sekiz içerisinde hatalı hareketi olmaz. Ona faulü yapan ortada zaten. Arda Güler'e gelince... Arda tabii şu anda 19 yaşında ama Arda 10 yaşın altında top oynamaya başladı. Allah gerçekten kendisine çok farklı kabiliyetler de verdi. Biraz sabretmek ve Arda'ya fırsat vermek gerekiyor. Mesela bugün şimdi 90 dakika oynadı. Top dağıtımları filan iyiydi. Hele hele duran toplarda, geriye attığı kornerlerde Arda müthişti. Kendisine telefon konuşmamda al da at diyorsun ve top adrese gidiyor dedim. Bugün de aynısı oldu. Herkes bu kadar kabiliyetli değil. Şu anda eksiği hava topları… Uzun toplarda Arda ayrı bir kabiliyet. Şımarmadan, kararlı ve istikrarlı bir şekilde yola devam ederse Arda'dan Türkiye çok istifade eder. Şu anda bulunduğu Real Madrid takımı da çok istifade eder.
Türkiye-Suriye ilişkileri
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Esed'e) Biz davetimizi yapacağız, bu davetle Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz. Davetimiz her an olabilir." diyerek şöyle konuştu:
"(Esed'le) Türkiye'de görüşme konusunda Sayın Putin'in yaklaşımı var. Irak Başbakanının yaklaşımı var. Arabuluculuktan bahsediyoruz, komşumuzla niye olmasın? Şimdi öyle bir noktaya geldik ki Beşar Esed şu anda Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz."
"(Gazze) Artık ateşkes için 'anbean' diyorlar"
"MOSSAD'ın başındaki şahsın Doha'da Hamas yetkilileriyle yaptığı görüşmeler söz konusu. Görüşmelerde daimi ateşkesi öngören bazı olumlu adımlar atıldı." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Gazze) Artık ateşkes için 'anbean' diyorlar. Yani anbean oradan isabetli bir haber gelebilir. Ama bütün mesele Netanyahu'nun tavırları." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail, çatışmaları bölgeye yayma niyetinden vazgeçmelidir. ABD başta olmak üzere Batılı ülkeler, bu noktada İsrail'e verdikleri destekten vazgeçmelidir." dedi.