Raporda, Türk hükümetinin 2021 ve 2023 tarihli İnsan Hakları Eylem Planlarının yargı bağımsızlığı ve terör mevzuatının kötüye kullanımı gibi temel konularda yetersiz kaldığı vurgulanarak, yeni planlarda bu hususlara yer verilmesi gerektiği ifade edildi.

Komite, 2017 Anayasa değişiklikleriyle yürütmenin yasama ve yargı üzerindeki etkisinin aşırı şekilde artırıldığını belirterek kuvvetler ayrılığının yeniden tesis edilmesini önerdi. Bunun yanında:

  • Yargı Bağımsızlığı: Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) bağımsız ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulması, hâkim ve savcı atamalarının liyakate dayalı objektif kriterlere göre yapılması istendi.
  • Olağanüstü Hal Dönemi: Olağanüstü hâl sırasında insan haklarına saygı gösterilmesi ve bu dönemde işlenen hak ihlallerine ilişkin iddiaların bağımsız bir şekilde soruşturulması gerektiği vurgulandı.
  • Terör Mevzuatı: Terörle mücadele yasalarının kötüye kullanılmasının önlenmesi ve bu mevzuatın öngörülebilir hale getirilmesi çağrısı yapıldı. Raporda, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılıkla ilgili şikayetlerin İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından ele alınmaması eleştirildi. Ayrıca, nefret söylemi ve nefret suçlarıyla etkili mücadele edilmesi, faillerin yargılanması ve mağdurlara hukukî destek sağlanması gerektiği ifade edildi.

Kadına yönelik şiddetle mücadele, yolsuzlukla etkin mücadele, zorla kayıp vakalarının aydınlatılması ve işkence iddialarının araştırılması gibi konular da raporda öncelikli tavsiyeler arasında yer aldı.

2025 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru sınırı 149 bin TL oldu 2025 yılında Tüketici Hakem Heyetlerine başvuru sınırı 149 bin TL oldu

Komite, Türkiye’nin ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve toplanma hakkı konusundaki baskılara son vermesini istedi. Özellikle erişim engellemeleri ve hakaret suçlarının ortadan kaldırılması çağrısında bulunuldu. Bunun yanı sıra, özel hayatın gizliliğini güvence altına almak üzere veri güvenliğinin artırılması gerektiği vurgulandı.

Komite, özellikle yargı bağımsızlığı, adil yargılanma hakkı ve örgütlenme özgürlüğü konularındaki gelişmelerin 8 Kasım 2027 tarihine kadar raporlanmasını talep etti. Türkiye'nin bir sonraki kapsamlı raporunu ise 2031 yılında sunması bekleniyor.

 Komite raporunda yer alan önerilerin yerine getirilip getirilmediğini izleyip raporlaması büyük önem taşıyor. Bu sürecin uluslararası arenada Türkiye’nin insan hakları performansını doğrudan etkileyeceği belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi’nin raporu, Türkiye’nin insan hakları ve özgürlükler konusundaki mevcut durumunu kapsamlı bir şekilde değerlendirmekte ve önemli reform çağrıları yapmaktadır. Hükümetin bu tavsiyelere nasıl yanıt vereceği hem iç politikada hem de uluslararası arenada yakından izlenecektir.

Editör: Ömer Faruk Bostancı