Tarihler arasında bir köprü
İskeletin bulunduğu alan, Roma dönemine ait 76 kremasyon mezarı içeren bir nekropolde yer alıyordu. Ancak, bu iskelet diğerlerinden daha derin bir tabakada keşfedildi. İlk incelemelerde, mezarın yakınında bulunan Roma dönemine ait bir kemik iğne, iskeletin Gallo-Roma dönemine ait olduğuna dair bir izlenim yaratmıştı.
2019 yılında yapılan radyokarbon tarihlendirmesi, iskeletin çoğunlukla Geç Neolitik döneme (MÖ 3.000-2.000) ait olduğunu, ancak kafatasının ve bazı unsurlarının bu döneme uymadığını gösterdi. Araştırmacılar, iskeletin kemik yapısının farklı dönemlerde yaşamış bireylere ait olduğunu belirledi.
Kompozit gömüt ve Gallo-Roma etkisi
Elde edilen bulgular, iskeletin Geç Neolitik bir grup tarafından toplandığını, daha sonra ise Gallo-Roma döneminde mezarın restore edildiğini gösteriyor. Araştırmacılar, şunları belirtiyor:
• Kemiklerin çeşitliliği: İskeletin kemikleri, en az üç farklı döneme ait bireylerden toplanmış.
• DNA analizi: Kafatası, yaklaşık 1.800 yıl önce 150 kilometre uzaklıktaki bir Roma mezarlığında gömülen iki bireyin genetik yapısıyla eşleşti.
• Mezarın bozulması: Gallo-Roma döneminde bu kompozit gömüt bozulmuş ve Roma kültürüne uygun bir kafatası ile tamamlanmış olabilir.
Olası senaryolar
Bilim insanları iki ana hipotez üzerinde duruyor:
1. Neolitik dönemde oluşturulmuş gömüt: Mezar, Geç Neolitik dönemde farklı bireylerin kemiklerinden bir araya getirildi ve Roma döneminde yeniden düzenlendi.
2. Roma döneminde oluşturulan gömüt: İskelet, tamamen Roma dönemine ait farklı kaynaklardan toplanan kemiklerden oluşturuldu.
Araştırmacılar, cesedin gömülme şekli ve diğer benzer mezar örnekleri nedeniyle ilk senaryonun daha olası olduğunu düşünüyor.
Tarihin gizemleri
Bu tür "kompozit gömütler," antik toplulukların ölüm ve kimlik algısına dair ipuçları sunuyor. İskeletin nasıl ve neden bu şekilde bir araya getirildiği ise hâlâ gizemini koruyor. Araştırma, geçmiş toplumların ölüm ritüelleri ve mezar yapımındaki değişimleri anlamada önemli bir adım olarak görülüyor.
Sizce, bu tür keşifler antik dönemlerin inanç sistemlerini anlamamıza nasıl katkı sağlar?