• Belirgin kafatası çıkıntıları
  • Büyük göz yuvaları
  • Sadece 10 çift kaburga kemiği (normal insanlarda 12 çift bulunur)

Bu özellikler, iskeletin uzaylı bir varlığa ait olabileceği spekülasyonlarını da beraberinde getirdi. Ancak bilimsel çalışmalar, olayın fantastik teorilerden uzak bir açıklaması olabileceğini ortaya koydu.

Kuantum dünyasında ezber bozan keşif: Yeni bir yalancı parçacık türü bulundu Kuantum dünyasında ezber bozan keşif: Yeni bir yalancı parçacık türü bulundu

Bilimsel İicelemeler: Ata’nın DNA’sı ne Ssylüyor?

Stanford Üniversitesi'nden Dr. Garry Nolan liderliğindeki ekip, 2014 yılında Ata üzerinde kapsamlı genetik testler gerçekleştirdi. Çalışmaların sonuçları şu şekildeydi:

  1. %100 insan DNA’sı: Ata'nın DNA’sının tamamen insana ait olduğu doğrulandı.
  2. Genetik mutasyonlar: Oksikosefali (kafatasının anormal biçimde dar ve uzun olması), cücelik ve erken yaşlanma gibi 64 farklı genetik mutasyon saptandı.
  3. Kemik yaşı: Kemik yapısı üzerinde yapılan analizler, iskeletin 6-8 yaşında bir çocuğa ait olduğunu gösterdi.

Ancak bu açıklamalar bile tartışmaları tamamen sonlandıramadı.

Tartışmalı noktalar

1. Boyut ve kaburga sayısı

Ata'nın boyutları ve kaburga sayısı, bilinen insan anatomisinden oldukça farklı. 15 santimetrelik boyu ve 10 çift kaburgası, bu iskeletin standart bir insan fetüsü olamayacağını düşünenlerin elini güçlendiriyor.

2. Genetik anomaliler

Ata’nın sahip olduğu 64 genetik mutasyon, bilimsel açıdan oldukça nadir görülen bir durum. Bu tür mutasyonların milyonda bir ihtimalle oluşabileceği belirtiliyor. Böylesine sıra dışı bir vaka, bilim dünyasında bile bir muamma olarak görülüyor.

3. DNA'nın %8’i eşleşmiyor

Stanford ekibi tarafından hazırlanan raporda, DNA’nın %8’inin insan DNA’sıyla eşleşmediği iddia edildi. İnsan DNA’sı, şempanze DNA’sıyla %98, kedilerle ise %90 oranında benzerdir. Bu durum, "Ata"nın gerçekten farklı bir tür olabileceği şüphesini artırdı.

Bilim mi, gizem mi?

Dr. Garry Nolan, "Bu iskelet %100 insan," diyerek noktayı koymuş gibi görünse de, olayın kamuoyundaki yankısı devam ediyor. Bilimsel açıklamalara rağmen, bu tür anomalilerin tek bir teoriyle açıklanması zor. "Uzaylı" tartışmalarına kapı açan eksik bilgiler, Ata'nın gizemini hâlâ korumasına neden oluyor.

Sonuç

Atacama İskeleti, bilim ile gizem arasında sıkışıp kalan bir vaka olarak tartışılmaya devam ediyor. Bilimsel bulgular, iskeletin insan kökenli olduğunu işaret etse de, genetik anomaliler ve sıra dışı fiziksel özellikler, bu keşfi bir muamma olarak kılmaya yetiyor.

Sizce Ata gerçekten bir insan mı, yoksa bilimin henüz açıklayamadığı bir fenomen mi?

Editör: Haber Merkezi