Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC), son dönemde büyük bir sağlık kriziyle karşı karşıya. Ülkede, bir hafta içinde 1300’den fazla kişi hastalandı ve 50’den fazla insan hayatını kaybetti. Bu hastalık, sağlık yetkililerinin kimliğini henüz belirleyemediği, tespit edilemeyen bir hastalık olarak tanımlanıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hastalığın nedenini araştırmaya devam etse de hastalığın kesin bir kaynağına dair net bir açıklama yapılmış değil. Ancak, yapılan ilk incelemelerde hastalığın enfeksiyonlar, toksinler ya da kimyasal zehirlenmeler gibi çeşitli faktörlerle ilişkilendirilebileceği öne sürülüyor.

Baltimore merkezli Özel Patojenler Eğitim ve Öğretim Merkezi’nde salgın müdahale uzmanı Lauren Sauer, “Bu sayıların durmaksızın artmaya devam etmesi büyük bir kırmızı bayrak! Ayrıca testlerin vakaların kaynağını açıklayacak tutarlı bir model sunamaması da endişe yaratıyor” ifadelerini kullandı.

SEMPTOMLAR BİRKAÇ HASTALIKLA BENZERLİK GÖSTERİYOR

Hastalığın belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, titreme, terleme, ense sertliği, vücut ağrıları, burun akıntısı veya kanaması, öksürük, kusma ve ishal yer alıyor. Ancak, hastalığın tam olarak ne olduğunu ve hangi patojenin sorumlu olduğunu anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Şu ana kadar, çeşitli testler yapılmış olsa da hastalığın etkeni netlik kazanmış değil. Bu belirsizlik, yerel halk arasında büyük bir korku yaratmış durumda.

YARASA ETİ TÜKETENLERDEN Mİ KAYNAKLANDI?

Olası nedenler arasında ilk sırada zehirli su kaynakları bulunuyor. 28 Şubat’taki bir brifingde, DSÖ Acil Durumlar Direktörü Michael Ryan, yetkililerin hâlâ bulaşıcı hastalıkların kaynağını araştırırken, bazı vakaların zehirli bir su kaynağıyla ilişkili olduğuna dair güçlü bir şüphe taşıdıklarını belirtti.

İkinci seçecek ise menenjit veya sıtma… Salgının sıtmadan veya bakteriyel menenjitten kaynaklanması mümkün diye düşünülüyor ama hâlâ netlik kazanmış değil. Üçüncü seçenek ise ebola ve diğer hemorajik ateşler.

Eğer bu durum söz konusuysa, hastalara yoğun bakım tedavisi ve kişisel koruyucu ekipmanlar gibi ek kaynaklar gerekecek. Ayrıca, temas takibi ve aşılamalar da enfeksiyonun yayılmasını engellemeye yönelik bir diğer önlem olabilir. Ebola gibi hemorajik ateşler, bölgede geçmişte büyük salgınlara yol açmış ve büyük ölümlere neden olmuştu.

Bazı raporlarda, salgına karışan ilk kişilerin vahşi yarasa eti tükettikleri de belirtildi. Bu, hemorajik ateş virüslerinin salgının kaynağı olabileceği endişelerini de artırıyor.


TEK SAĞLIK KRİZİ GİZEMLİ HASTALIK DEĞİL! TEHLİKELİ YENİ BİR VİRÜS DE TESPİT EDİLDİ

Ancak, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki sağlık krizi yalnızca kimliği belirsiz bu hastalıkla sınırlı değil. Ülkede aynı zamanda yeni ve tehlikeli bir mutant mpox türü tespit edildi. Mpox, ‘maymun çiçeği’ hastalığı olarak bilinen bir virüsün insanlarda yarattığı hastalık olup, genellikle Afrika’daki bazı bölgelerde endemik olarak görülüyor.

Baykar ve Leonardo’dan Stratejik Ortaklık: İHA Üretimi İçin İmza Atıldı Baykar ve Leonardo’dan Stratejik Ortaklık: İHA Üretimi İçin İmza Atıldı

Ancak, ülkede tespit edilen yeni mutant mpox türü, özellikle de Clade 1a suşu, önceki mpox türlerinden çok daha tehlikeli ve bulaşıcı olarak tanımlanıyor. Bu yeni suş, ‘APOBEC3’ adı verilen bir mutasyonu taşıyor. Bu genetik değişiklik, virüsün daha hızlı yayılmasına neden olabiliyor. Yeni mutant mpox türü, ilk kez 2025’in başlarında ülkenin kuzey bölgelerinde tespit edildi.


İÇ ÇATIŞMALAR SALGININ KONTROL ALTINA ALINMASINI GÜÇLEŞTİRİYOR

Uzmanlar, bu türün Afrika dışına da sıçrayabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Bu gelişme, dünya genelindeki sağlık yetkililerini de büyük bir alarma geçirdi.

Mpox’un Clade 1a türü, önceki versiyonlarına göre çok daha ölümcül ve bulaşıcı olabilir. Mevcut verilere göre, daha önceki mpox türlerinin ölüm oranları genellikle yüzde 1 ile 3 arasında değişirken, Clade 1a varyantının ölüm oranlarının daha yüksek olabileceği düşünülüyor.

Uzmanlar, bu mutant türün özellikle savunmasız ve hijyen koşulları zayıf bölgelerde daha fazla can kaybına yol açabileceğini belirtiyor. Ayrıca, savaşlar ve iç çatışmaların etkisiyle, ülkedeki sağlık altyapısının yetersiz olması, salgının kontrol altına alınmasını güçleştiriyor.

TÜM DÜNYADA BÜYÜK SAĞLIK KRİZLERİNE YOL AÇABİLİR

Son yıllarda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki sağlık sorunları genellikle Ebola salgınlarıyla ilişkilendirilmiş olsa da, yeni mutant mpox varyantı bu durumu daha da karmaşıklaştırmış durumda. Mpox, genellikle cilt döküntüleri, ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ve şişmiş lenf bezleri gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Ancak, Clade 1a varyantı, normal mpox virüsüne göre çok daha hızlı yayıldığı için, sağlık ekiplerinin zamanında müdahale etmesini zorlaştırıyor. Uzmanlar, mpox’un genetik yapısındaki bu değişikliklerin, gelecekte daha fazla mutasyona uğrayabileceğini ve çok daha büyük sağlık krizlerine yol açabileceğini vurguluyor.

Dünya Sağlık Örgütü ülkeler arası bilgi paylaşımının önemine dikkat çekiyor. Uzmanlar ise Kongo’daki salgının kontrol altına alınabilmesi için yerel halkın bilinçlendirilmesi, aşıların ve tıbbi ekipmanların daha hızlı temin edilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu süreçte, uluslararası toplumun daha güçlü bir iş birliği içinde hareket etmesi gerektiği de ifade ediliyor.