Türkiye’de 44 şirkete yatırım yaptı
Norveç Merkez Bankası’na bağlı olarak yönetilen fon, Koç Holding, Akbank, BİM, Türk Hava Yolları ve Turkcell gibi büyük şirketlerin hisselerine yatırım yaptı. Türkiye’deki toplam yatırımı 1,57 milyar doları aşarken, 44 farklı şirkette hisse satın aldı.
Enerji sektörüne de önemli yatırımlar yapan fon, Tüpraş ve Astor Enerji hisselerine yaklaşık 90 milyon dolar ayırdı.
En büyük yatırım Koç Holding’e
Norveç Varlık Fonu’nun Türkiye’deki en büyük yatırımı Koç Holding oldu. Fon, holdingin %0,90 hissesini satın alarak yaklaşık 115,6 milyon dolar yatırım gerçekleştirdi.
Diğer büyük yatırımlar ise şöyle:
- Akbank: 113,5 milyon dolar
- BİM: 111,3 milyon dolar
- Türk Hava Yolları: 82,9 milyon dolar
- Turkcell: 77,4 milyon dolar
Fonun, Türkiye’deki en büyük hisse payı ise %3,10’luk ortaklık ile MLP Sağlık Hizmetleri AŞ’de bulunuyor. Buraya yapılan yatırım 63,9 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
Yatırımlar son yıllarda hızla arttı
Norveç Varlık Fonu, Türkiye’deki yatırımlarına 2001 yılında küçük çaplı işlemlerle başladı. Ancak 2008’den itibaren Türk şirketlerine yönelik yatırımlarını hızlandırdı.
- 2021: 485 milyon dolar
- 2022: 1,2 milyar dolar
- 2023: 1,3 milyar dolar
- 2024: 1,57 milyar dolar (Rekor seviye)
Fon, özellikle ulaşım, kimya, otomotiv, yazılım ve çelik sektörlerindeki büyük şirketlerin hisseleriyle ilgilenmeye devam ediyor.
Norveç Varlık Fonu’nun küresel büyüklüğü
Norveç Varlık Fonu, ülkenin petrol ve doğal gaz gelirleri ile oluşturuldu ve 1990’dan bu yana dünyanın dört bir yanında yatırımlar yapıyor. 2024 yılı sonunda fonun toplam değeri 1,74 trilyon dolara ulaştı.
Geçtiğimiz yıl fon, 222 milyar dolarlık rekor kâr elde etti. Bu kârlılığın en büyük sebebi, ABD teknoloji hisselerindeki yükseliş oldu.
Türkiye’deki yatırımlar artacak mı?
Norveç Varlık Fonu’nun Türkiye’ye olan ilgisinin önümüzdeki yıllarda da süreceği öngörülüyor. Özellikle yenilenebilir enerji projeleri ve teknoloji alanındaki yatırımların artırılması bekleniyor.
Fonun Türkiye’deki yatırımları, hem borsa hem de genel ekonomik istikrar açısından olumlu bir işaret olarak değerlendiriliyor.
