Kuzey Kore Lideri Kim Jong-Un, 4 Ağustos'ta düzenlenen törende bu gelişmeyi duyurdu ve değişen savaş stratejilerinden bahsetti. ABD öncülüğündeki ittifakların nükleer temelli askeri bloklara dönüşmesine yanıt olarak savaş caydırıcılığının önemine vurgu yaptı.
Stratejik caydırıcılık vurgusu
Kim Jong-Un, törende yaptığı konuşmada, Hwasong-11D sistemlerini "güncel bir taktik harp silahı" olarak nitelendirdi. Army Recognition tarafından yapılan habere göre, bu tören Kuzey Kore'nin askeri üretim kapasitesini, malzeme ve insan kaynağını açıkça ortaya koydu. Hwasong-11D, KN-23 sisteminin geliştirilmiş versiyonu olup, 2024 yılının Mayıs ayında ilk testleri gerçekleştirildi. Sistem, operasyonel menzili 100 ila 180 km olan, 4500 kg harp başlıklı dört adet kısa menzilli balistik füzeyi ateşleyebilme kapasitesine sahip. Ayrıca, yarı balistik yörüngesi ve otonom navigasyon sistemi ile dikkat çekiyor.
Artan gerilim ve askeri faaliyetler
2024 yılından itibaren Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki ilişkiler giderek kötüleşiyor. Şubat ayında Kuzey Kore, yeni bir 240 mm çoklu roketatar sistemi tanıttı. Mart ayında ise M2020 modelinin geliştirilmiş bir versiyonu olan Cheonma-2 ana muharebe tankını ve çeşitli hipersonik füze testlerini gerçekleştirdi. Güney Kore'yi "baş düşman" olarak nitelendirerek yeniden birleşme ve dışa açılma için ayrılmış kurumları dağıtan Kuzey Kore, en küçük toprak ihlali karşısında bile savaş tehdidinde bulunarak yaklaşık 200 top mermisini ihtilaflı sulara fırlattı.
Güney Kore'nin tepkisi
Güney Kore ise propaganda yayınlarını yeniden başlattı, gerginlikleri azaltmayı amaçlayan askeri anlaşmayı askıya aldı ve sınır yakınlarında gerçek mermi tatbikatlarına yeniden başladı. İhtilaflı sulardaki olaylara daha büyük bir topçu ateşiyle karşılık veren Güney Kore, KTSSM-I füzelerini Kuzey Kore sınırına konuşlandırdı ve savaş uçakları için yeni mühimmat anlaşmaları yaptı.
Kuzey Kore'nin bu hamlesi, bölgedeki tansiyonu daha da artırırken, uluslararası toplumun dikkatini de çekmiş durumda. Bu gelişmeler, Kore Yarımadası'ndaki barış ve istikrarı tehdit eden önemli bir unsur olarak değerlendiriliyor.
