Lahey
İran asıllı ABD'li Orta Doğu uzmanı Rad, İsrail'in Suriye'deki son harekatının, Filistin ve Lübnan'da yıllardır devam eden uluslararası hukuk ihlallerinin bir uzantısı olduğunu belirtti.
İsrail'in bölgede yeni bir işgal politikası başlattığını söyleyen Rad, AA muhabirine, İsrail’in Suriye'deki saldırılarının tarihi, jeopolitik ve hukuki açıdan değerlendirmesini yaptı.
"İsrail, Suriye'nin geçiş dönemini istismar etti"
Orta Doğu araştırmacısı Rad, İsrail'in Suriye'deki geçiş sürecini istismar ettiğini belirterek, "İsrail, Suriye'nin bu çalkantılı dönemini, geçiş ve kırılma dönemini hemen istismar etti. Bu, Suriyelilerin durumu değerlendirmeye, devletin çökmediğinden ve devlet prosedürlerinin devam ettiğinden emin olmaya çalıştığı bir dönem." değerlendirmesinde bulundu.
İsrail'in Suriye'de işgal politikasının Filistin topraklarındaki uygulamalarıyla paralel olduğuna dikkati çeken Rad, "İsrail'in Golan Tepeleri'nde yaptıklarını anlamak için onlarca yıldır süren Filistin toprakları işgaline bakmak gerekiyor. İsrail devletinin zihniyeti, uluslararası hukuka göre açıkça Filistin halkına ait olan Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü ya da Suriye'ye ait olan Golan Tepeleri'ni serbestçe işgal edebileceği yönünde." diye konuştu.
Rad, İsrail'in tüm bu topraklarda onlarca yıldır işgalini sürdürdüğünü vurgulayarak, "Çünkü İsrail, ABD'nin himayesi sayesinde uluslararası hukuk açısından hiçbir yaptırımla karşılaşmıyor, hiçbir hesap verebilirlik yok. 1980'ler ve 90'lar arasında onlarca yıl süren Güney Lübnan işgaline de bakabilirsiniz." ifadelerini kullandı.
"Tampon bölge için tampon bölge istiyorlar"
İsrail'in Suriye’deki işgali sürdürmek için uluslararası hukukta yer almayan çeşitli bahaneler ürettiğini anlatan Rad, "İsrailli yetkilileri dinlerseniz, Golan Tepeleri İsraillilere göre kendi toprağı olduğu için, tampon bölge için bir tampon bölgeye ihtiyaç duyduklarını iddia ediyorlar. Onlarca yıldır süren aynı işgal dili ve söylemlerini görüyorsunuz." dedi.
İsrail'in mevcut hükümetinin, "halihazırda etnik milliyetçi bir devlette şimdiye kadarki en sağcı milliyetçi hükümet" olduğunu vurgulayan Rad, "Netanyahu ve (Bezalel) Smotrich ile Ben Gvir gibi diğer bakanlar açıkça Batı Şeria'yı ilhak etmekten bahsetti. İsrail yorumcuları, devlet yetkilileri ve yerleşimci hareketlerin liderleri, Suriye dahil tüm bu topraklara yerleşeceklerinden bahsediyor. İsrail toplumunda bunu açıkça görebilirsiniz." diye konuştu.
"Uluslararası hukuk yeniden yazılamaz"
Rad, İsrail'in uluslararası hukuku kendi çıkarları doğrultusunda yorumlama çabalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Egemenlik ve toprak bütünlüğü fikirleri uluslararası hukukun temel bileşenleridir. Bu, İsrail'in veya ABD'nin yeniden yazabileceği bir şey değil çünkü tek tek ulus devletlerin irade veya yorumlarına değil, uluslararası toplumun mutabakatına dayanıyor. Suriye'nin egemenliği de Lübnan, Filistin ve bölgedeki diğer ülkelerin toprak bütünlüğü de uluslararası hukuk tarafından korunmaktadır."
İsrail'in Suriye'deki saldırıları
Başkent Şam'a 7 Aralık'ta girmeye başlayan gruplara halk kitlelerinin de destek vermesiyle Baas rejimi, Şam ve diğer birçok bölgede kontrolü tümüyle kaybederek çöktü. Baas Partisi'nin 61 yıllık iktidarı sona ererken, rejim lideri Esed başkentten kaçtı.
Tüm bu gelişmeler olurken İsrail de Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişletti.
İsrail ordusu, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın talimatı doğrultusunda işgal altındaki Golan Tepeleri'ndeki tampon bölgeye girdi.
İsrail, Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ni 1967'den bu yana işgal altında tutuyor. 1974'te İsrail ile Suriye arasında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile tampon bölge ve silahtan arındırılmış bölgenin sınırları belirlenmişti.