Savcılar, İmran Han ve eşinin, Pakistan’ın en zengin iş insanlarından Malik Riaz Hussain’den arazi bağışı aldığını ve bu bağış karşılığında Hussain’in İngiltere'den Pakistan’a iade edilen 190 milyon sterlinlik cezasının ödenmesini sağladıklarını iddia ediyor. Ancak Han ve eşi, bu araziden sadece vakıflarının faydalandığını ve iddiaların siyasi amaçlarla ortaya atıldığını savunuyor.
Han ve eşi tarafından kurulan Al-Qadir Vakfı, İslamabad yakınlarında manevi eğitim ve İslami öğretilere odaklanan bir üniversite işletiyor. Çift, Malik Riaz Hussain’in bağışladığı arazinin bu vakıf için kullanıldığını ifade ederken, savcılar kişisel menfaat elde edildiğini öne sürüyor.
Karar, İmran Han’ın lideri olduğu Pakistan Adalet Hareketi (PTI) partisi tarafından sert bir şekilde eleştirildi. PTI, mahkeme kararını "düzmece" olarak nitelendirerek temyize gideceğini açıkladı. Partinin üst düzey liderlerinden Ömer Eyüp Han, “Bu karar siyasi bir baskının ürünüdür” dedi.
Enformasyon Bakanı Attaullah Tarar, Han’a karşı “reddedilemez kanıtlar” bulunduğunu belirterek, davayı “mega yolsuzluk skandalı” olarak tanımladı.
Han’ın tutuklanması, 2023 yılında büyük çaplı protestolara neden olmuştu. Kriket takımının eski kaptanı ve ülkenin popüler figürlerinden biri olan Han, yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma iddiaları nedeniyle birçok dava ile karşı karşıya kaldı.
Kararın ardından, Han’ın destekçileri Rawalpindi’deki Adiala hapishanesi önünde toplanarak serbest bırakılması çağrısında bulundu. Han’ın eşi Büşra Bibi’nin ise kefaletle serbest bırakıldığı ancak karar sonrası gözaltına alındığı bildirildi.
Bu karar, İmran Han ve PTI için siyasi geleceği daha da zorlaştırırken, Pakistan’da devam eden siyasi istikrarsızlığı derinleştirecek gibi görünüyor. PTI, cezaya rağmen mücadeleye devam edeceklerini ve kararı uluslararası arenada da gündeme taşıyacaklarını belirtti.
