Türkiye’nin artan hava gücü, GKRY’yi İsrail’e yöneltti
Türkiye’nin gelişmiş insansız hava araçları (SİHA’lar), F-16 modernizasyon süreci ve milli muharip uçak KAAN projesi, Yunanistan ve Güney Kıbrıs için ciddi bir endişe kaynağı haline geldi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki etkinliği ve hava sahasındaki üstünlüğü, Rum yönetimini dış destek arayışına itiyor.
GKRY, uzun yıllardır Rus yapımı Tor-M1 ve BUK M1-2 sistemlerini kullanıyordu. Ancak bu sistemlerin modern savaş ortamında yetersiz kalması ve Türkiye’nin teknolojik ilerlemeleri karşısında etkisiz hale gelebileceği düşüncesi, Rumların İsrail’den hava savunma sistemi tedarik etmesine neden oldu.
İsrail’in Türkiye endişesi: Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile yakınlaşma
Bu sürecin sadece GKRY’den kaynaklanmadığı, İsrail’in de Türkiye’ye karşı Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile askeri iş birliğini artırdığı gözlemleniyor. İsrail, Türkiye’nin bölgedeki askeri gücünü ve SİHA yeteneklerini tehdit olarak algılıyor ve denge kurmak için Yunanistan ve GKRY ile savunma iş birliklerini derinleştiriyor.
İsrail’in bu süreçte attığı bazı stratejik adımlar:
- Güney Kıbrıs’a Barak MX hava savunma sistemlerini tedarik etmesi
- Yunanistan’a radar ve hava savunma desteği sağlaması
- Türkiye’nin SİHA üstünlüğüne karşı, Yunanistan ve GKRY’ye elektronik harp sistemleri sunması
Bu gelişmeler, İsrail’in Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir blok oluşturma çabasını güçlendirdiğini ve Yunanistan-GKRY-İsrail üçgeninin daha da belirginleştiğini gösteriyor.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı hava savunma hamleleri
GKRY’nin İsrail’den aldığı Barak MX hava savunma sistemleri, Türkiye’nin SİHA’ları ve hava operasyonları karşısında caydırıcılık oluşturmayı amaçlıyor. Ancak, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki ilerlemeleri, bu tür sistemlerin uzun vadede yetersiz kalabileceğini ortaya koyuyor.
Özellikle, Türkiye’nin hava savunma ve saldırı kabiliyetlerini artıran projeleri şu şekilde öne çıkıyor:
- Bayraktar TB2 ve Akıncı SİHA’larının bölgede etkin rol oynaması
- Milli muharip uçak KAAN’ın geliştirilmesi
- Hava savunma sistemleri SİPER ve KORKUT’un devreye alınması
- F-16 modernizasyonları ve F-35 sürecine dair yeni diplomatik hamleler
Bu gelişmeler, GKRY’nin İsrail’den aldığı sistemlerin Türkiye’nin gelişmiş hava gücü karşısında ne kadar etkili olacağı konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Sonuç: Türkiye’ye karşı zayıf bir savunma çabası
GKRY’nin İsrail ile askeri iş birliğini artırması, esas olarak Türkiye’nin hava ve savunma gücünden duyduğu korkunun bir yansımasıdır. Ancak, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki teknolojik atılımları ve Doğu Akdeniz’deki üstünlüğü göz önüne alındığında, GKRY’nin bu hamlesinin uzun vadede caydırıcılığı tartışmalıdır.
İsrail ise, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini dengelemek için Yunanistan ve GKRY ile daha yakın hareket etmeye devam ediyor. Ancak Türkiye’nin savunma ve hava gücü konusundaki ilerleyişi, bölgedeki güç dengelerinin Ankara lehine değişmeye devam ettiğini gösteriyor.