Keşfin detayları
Mezar odası, yaklaşık 64 metre çapında ve günümüzde 2 metre yüksekliğinde olan büyük bir tümülüsün merkezinde yer alıyor. Tümülüsün, inşa edildiği dönemde 6 metreye kadar yükseldiği düşünülüyor. Ahşap yapının tavanı, duvarları ve zemini hala tam olarak korunmuş durumda, bu da keşfi bilimsel açıdan eşsiz ve olağanüstü yapıyor.


Arkeologlara göre, bu kadar iyi korunmuş olması, tümülüsün içinde oluşan düşük oksijen koşulları ile açıklanıyor. Mezar, Keltlerin MÖ 620 ile 450 yılları arasında inşa ettiği yapılarla paralellik gösteriyor ve ahşap, Kelt döneminde en önemli yapı malzemelerinden biri olmasına rağmen nadir bulunan bir bulgu olarak değerlendiriliyor.


Soyguncuların izleri
Mezar odasının bir dönem yağmalandığı ve birçok eserin sistematik bir şekilde çalındığı tespit edildi. Soyguncular, odanın içine girmek için bir tünel kazmış ve içindeki değerli eşyaları çıkarmışlar. Ancak birkaç küçük eser – özellikle süslü bronz çiviler – geride bırakılmış. Bu çivilerin, mezarda bir dönem dört tekerlekli bir arabaya ait olduğu düşünülüyor.

"Narkoçelik-48" operasyonlarında 1780 şüpheli yakalandı "Narkoçelik-48" operasyonlarında 1780 şüpheli yakalandı


Tarihlendirme ve analizler
Mezardaki ahşap eserlerin bir kısmı, modern yöntemlerle analiz ediliyor. Bir meşe ağacından yapılmış olan ve MÖ 585’te kesildiği tespit edilen ahşap bir eserin, mezar odasının yapıldığı dönemi netleştirmeye yardımcı olabileceği düşünülüyor.


Bilimsel önemi
Keşif, yalnızca Baden-Württemberg bölgesi için değil, tüm güney Almanya arkeolojisi açısından büyük önem taşıyor. Araştırmacılar, buluntuların daha ileri analizlerinin, mezarın kim için inşa edildiği ve Kelt toplumu hakkında daha fazla bilgi vereceğini umuyor. Kazılar ve çalışmalar, önümüzdeki haftalarda da devam edecek.

Editör: Ömer Faruk Bostancı