Japonya Başbakanı Fumio Kishida’nın Nisan ayında Beyaz Saray’da gerçekleştirdiği toplantının ardından iki ülke arasında yapılan zirvede, çeşitli savunma teknolojileri üzerinde iş birliği yapılması kararlaştırıldı.

11 Eylül saldırıları 23. yılını geride bırakırken etkileri ABD ve dünya gündemindeki yerini koruyor 11 Eylül saldırıları 23. yılını geride bırakırken etkileri ABD ve dünya gündemindeki yerini koruyor

Gelişmiş savunma teknolojileri ve stratejik adımlar

İki ülke, savunma sanayisinde öncelikli alanları belirleme, komuta ve kontrol sistemlerini modernize etme ve ağ tabanlı hava savunma mimarisi geliştirme konularında anlaşmaya vardı. Ayrıca, Japonya’nın Tomahawk seyir füzesi gibi gelişmiş sistemler edinmesi gündeme geldi. Bilim ve teknoloji alanında da iş birliğini artırmayı hedefleyen ABD ve Japonya, kuantum ve yapay zeka teknolojilerine yatırım yapma kararını aldı.

AUKUS anlaşması ve gelecek perspektifleri

Zirvede, Japonya’nın Avustralya, Birleşik Krallık ve ABD’nin (AUKUS) anlaşmasının Pillar II kapsamında ileri teknoloji projelerinde iş birliği yapma olasılığı da değerlendirildi. AUKUS, silahlı kuvvetler arasında birlikte çalışabilirliği artırmak ve teknoloji paylaşımını desteklemek amacıyla geliştirilmiş bir güvenlik paktıdır. Ancak bu iş birliğinin zaman alacağı ve kültürel, politik engeller nedeniyle ilerlemenin aşamalı olacağı öngörülüyor.

Savunma etiği ve entegrasyon süreci

Mayıs ayında Japonya, ABD ile savunma teknolojileri alanında daha derin bir entegrasyon sağlamak için güvenlik izinleri sistemini düzenleyen bir yasayı yürürlüğe koydu. Bu sistemin uluslararası standartlara uyum sağlama sürecinin zaman alması bekleniyor. Japon akademisinin yıllardır silahlanmaya karşı mesafeli bir tutum sergilemesi, bu sürecin yavaş ilerlemesine neden olabiliyor.
Japonya’daki özel şirketlerin savunma projelerine dahil olma konusundaki çekinceleri ve ABD’nin Japonya’nın gelişmiş denizaltı savunma yetenekleri ile insansız sistemler konusundaki katkıları, iki ülke arasındaki iş birliğinin nasıl şekilleneceğine dair önemli işaretler sunuyor.

Editör: Ömer Faruk Bostancı